Yenilebilir karton kitapların tarihçesi
13 aylık bir çocuğum var ve kitaplarla oynamaya bayılıyor. Işıltılı kapaklarını dişliyor, rengarenk sayfalara dakikalarca bakıyor, onları bir o yana bir bu yana ittirip duruyor.
İki büyük çocuğum da kitapları çok severdi ama bu kadar minikken kitaplarla böyle ilgilenemezlerdi. Bunun sebebi sanırım bana bir kitap getirdiklerinde onlarla yeterince ilgilenmemdi. İş maillerine bakmak, akşam yemeği hazırlamak gibi genelde hep bir mazaretim olurdu. Ama en küçüğümüzün kitap sevgisi sadece içindeki hikayeler değil, onlarla dilediği gibi oynamayı seviyor o.
Karton kitaplara olan ilgi oldukça büyük ve hiç de azalacak gibi görünmüyor. Diğer kitap türlerine göre daha fazla büyüyen bir piyasası var. Satışları iki yıl içinde iki katına çıktı neredeyse. Tam 31 milyon adet.
Peki biz minik çocukların hassasiyetlerini ve dayanıklılık ihtiyaçlarını karşılayan kitaplar yapmayı ilk ne zaman düşündük? Wisconsin Üniversitesi’nden Dr. Allison G. Kaplan birkaç yıl önce bu soruya cevap aramaya başladı. Florida Üniversitesi Çocuk Edebiyatı Tarihi Kütüphanesi’ndeki dört haftalık araştırmasında karton kitapların tarihinin umduğu gibi lineer bir çizgide gitmediğini gördü: “İlk karton kitabı aramaya gitmiştim fakat bulamadım. Bu kitaplar oyuncak olarak görülüyordu bu yüzden kimse onları raflarda korumadı ve muhtemelen bebekler tarafından parçalandılar.”
Bulabildiği en eski kitap 1880’lerde yayınlanan “kartona yapıştırılmış sayfalar” olarak tanımlanan “A Peep at the Circus” idi. Sevinçten ağlamıştım çünkü bu bildiğin karton kitaptı.
19. yüzyıla gelene kadar, çocuk kitapları dini veya ahlaki masallarla doluydu ve eğlenceli içerikler yok denecek kadar azdı. Eğlenceli ve dayanıklı çocuk kitapları 1800’lerin ortalarına kadar yaygınlaşmamıştı.
Çocuk kitaplarının temalarının ve fiziksel formlarının evrimi, toplumun çocukluk ve eğitim hakkındaki değişen fikirlerinin bir yansımasıydı. Filozof Jean-Jacques Rousseau’nın 1762’de yazdığı Emile’de çocukların günahla doğmadıklarını, masum olduklarını iddia etmişti. Romantik şair ve yazarların kısa sürede gündemine giren bu kavram Viktorya Dönemi’nde hızla yaygınlaştı. Çocukların çocukluklarından zevk almaları fikri zamanla çocuk kitaplarında da kendine yer buldu. Basit ve güzel içeriklere sahip, küçük ve sağlam kitapların ortaya çıkışı hayal gücünün bir çocuğun eğitiminde ve gelişiminde oynayabileceği önemli role ilişkin gelişen anlayışımızın bir tezahürüdür.
1500’lerde çocuklar içinde duaların olduğu tahta saplı raketleri ellerinde tutarlardı elbette ama bunlar için “kitap” demek ne derece doğru. Üstelik bu tahta levhalar ıslak ve kirli ellerden korunmak için kılıfla kaplıyken…
16. ve 17. yüzyılda matbaacılıktaki gelişmeler çocuk kitaplarındaki gelişmelerin de habercisiydi. Dini metinlere ilaveten çocuklar artık masal, tarih, şiir, bilmece, bulmaca kitapları da okumaya başladı. John Newbery, genellikle eğitim amaçlı değil, çocukların eğlenmesine yönelik kitaplar yayınlayan ilk kişi olarak kabul edilir. 1744’de yayınlanan “A Little Pretty Pocket Book” kitabının her sayfası alfabenin bir harfi, bir illüstrasyon ve ilgili bir aktivite veya oyunun açıklamasıyla doluydu.
Tarihçiler bu kitaptan önce eğlenceli içerikli çocuk kitaplarının olmayışıyla ilgili abartılı iddialarda bulunsalar da “İngiliz Edebiyatında Çocuk: Çocukluğun Edebi Yapıtları” kitabının yazarı Adrienne E. Gavin tam tersini öne sürüyor. Ona göre çok daha önceden de kitaplar sadece öğretici içerikte değildi. Örneğin John Locke, okumayı öğrenen çocuklara 1691 tarihli eğitim incelemesinde resimler içeren kolay, hoş kitaplar verilmesini öneriyordu.
Çocuk kitaplarında yaşa uygun ve ilgi çekici içeriğin ne olduğu konusunda ortak bir düşünce yoktur. 18. yüzyılın önde gelen İngiliz yazarı Samuel Johnson, Newbery’in kitaplarını pek beğenmemişti. Bir arkadaşına Bebekler kendileri hakkında bir şeyler duymak istemezler; devlerden, kalelerden ve küçük zihinlerini biraz esnetip canlandırabilecek şeylerin anlatılmasından hoşlanırlar” demişti.
Lewis Carroll’un Alice Harikalar Diyarında (1865) adlı eseri, çocukları hedefleyen tamamen fantastik içerikte bir kitap olarak çok büyük ilgi görmüştü. Ancak akılcı ve dinci çevrelerden karşı tepkiler de gecikmedi.
Bu tartışmalar edebiyatta fantazinin geri çekilmesi olarak yorumlansa da öyle olmadı, aksine zamanla güçlenerek yayıldı. Bu nedenle İngiliz çocuk yayıncılığının tarihini ifade özgürlüğünün, düşüncenin ve hepsinden önemlisi hayal gücünün gelişmesi olarak değerlendirmek gerekir.
Kağıt yapımı ve baskı teknolojilerindeki gelişmeler, gelişmiş ulaşımla birleştiğinde, kitapların üretilmesi ve dağıtılması önemli ölçüde daha kolay ve daha ucuz hale geldi. İnsanlar artık daha kolay kitap sahibi olmaya başladı. Aynı zamanda, tüm çocukları eğitmenin önemi hakkındaki yeni fikirler – ve ardından okuryazarlık oranlarındaki artış – çocuklar için basılı materyallere olan talebi artırdı. İngiliz yayıncılar, giderek daha sağlam malzemeler üzerine basılan ve giderek daha genç bir izleyici kitlesini hedefleyen çok renkli, zengin, resimli kitaplar üretmeye başladı. Mesela 1902’de Dean&Son ilk kumaş çocuk kitabını yayınladı. Ardından yenileri geldi.
Çocuk ölüm oranlarının azaldığı bir dönemdir de aynı zamanda. Kaplan’a göre bu durum ebeveynlerin çocuklarının imanını kurtarmaktansa onların bakımına daha çok önem vermeye başlamasıyla ilgili. Arne Nixor Merkezi’ndeki küratörler ise bu geçişi, 1867 tarihli “Kral Gobble’nin Ziyafeti” ismindeki bir kitapta kibirli bir hindinin idam cezasına çarptırılması ile sadece birkaç sene sonra yayımlanacak olan eğlenceli alfabe ve kafiye kitaplarını karşılaştırdıklarında gördüklerini söylüyor.
Bez kitaplar bebeklerin kolay imha edebileceği türden değildi, aynı zamanda bebeklere bağımsız oyun oynama imkanı da sunuyordu. Çabuk yırtılan sayfalara sahip kitaplar daha büyük çocuklar için idealdi. Bez kitapların, küçük çocukların gözetimsiz olarak kitapları keşfetmeleri için bir yol olduğu düşünülüyordu. 1938 “Cottontails” ismini taşıyan kumaş kitabı ilk dokunsal kitaplardan biriydi. Tavşanlara dikilmiş kabarık pamuk topları, tren tekerleği olarak düğmeler ve ağaçlardaki elma için kırmızı boncuklar vardı. “Amerika Resimli Kitaplar Tarihi”ni araştıran Barbara Bader, kumaş kitaplar için tamamının çocuklara hizmet gayesiyle, basit ve neşeyle tasarlanmış ürünler olduğunu ifade ediyor.
Allison Kaplan, savaşlarla karton çocuk kitaplarının gelişimi arasına bir ilişki olduğunu söylüyor: “Savaş zamanı kumaş ve ahşabın yokluğu mecburen insanları kartonu kullanmaya itmiştir.”
1900’lerin ortalarında çocuk kitapları piyasası katlanarak arttı. 1920-1950 yılları arasında çok daha küçük çocuklar için hazırlanan okuma yazma kitapları sayısında artış yaşandı. Bu kitapları hemen her evde görebilirdiniz. Örneğin 1940’da basılan “Pat the Bunny” bugün bile hâlâ çocuklar tarafından okunuyor. Bu kitap “Dokun ve Hisset” temalı ilk kitaplardan.
İlk zamanlar sadece okul çağına yaklaşan çocuklar için tasarlanan kitaplar 1900’lerin ortalarına gelindiğinde çok daha küçük yaştaki çocuklar ve bebekler için tasarlanmaya başladı. Uzmanlar kitaplarla haşır neşir olan daha küçük yaştaki çocukların okuryazarlık üzerinde büyük etkisi olduğunu ortaya koyuyor.
Sözlü hikâye anlatımı kitapların icadından çok önce aile hayatının temelindeydi. Ancak şimdi kitabın kendisi de çocukların ilgisini çekiyor. Karton kitapların ayırıcı özelliği bebekleri ve küçük çocukları kitapların fiziksel özellikleriyle güvenli bir ortamda tanıtma şansı sunmalarıdır- yani kağıtların minik parmakları kesme tehlikesine karşı. Karton kitaplar hayatlar boyunca kullanacakları bir şeyi-kitabı- keşfetmeye davet ediyor bebekleri.
Bebeğim hem okunabilen hem de çiğnenebilen kitaplarıyla büyümeye ve büyülenmeye devam ediyor. Sanırım o gerçekten de bir kitap kurdu.
KAYNAK: LITHUB